top of page

Metalepsis

Metalepsis

H. Cenk Dereli | 08.2016 | Betonart 50 |

METALEPSİS*

*gerçeklik ile kurgu arasındaki çizgiyi kasıtlı olarak belirsizleştirmek için anlatı düzeyleri arasındaki sınırların 
ihlal edildiği bir süreç

Alice güldü. ‘Denemenin faydası yok’ dedi. ‘İnsan imkansız şeylere inanmaz’

‘Eminim ki yeterince alıştırma yapmamışsındır’ dedi beyaz Kraliçe. ‘ben senin yaşındayken, daima her gün yarım saat pratik yapardım. Kahvaltıdan önce bazen altı kadar imkansız şeye inandığım olurdu. ‘1

Her gün, her biri şaşırma eşiğimi daha da yükselten ‘bu kadar da olmaz’ dediğim yeni bir şey oluyor. Her eşik kıyaslar içinde radikal ama kendi içinde bize normal gelen bir ‘şimdi’ kuruyor. İdeoloji, ekonomi ve reel politiğin evliliğinden doğan inşaat aklı, kendini var eden iç ilişkileri açık etmemek için, duyularımızı her mecrada görsel işitsel reklamlarla, basılı yayınlarda sayfa sayfa ilanlarda ve sokaklarda reklam panolarında ele geçiriyor. Mutluluğu, konut satışı için yaratılmış o akar görüntüdeki ya da gazete ilanındaki insanların yüzlerinde arıyoruz.

Bu müşterek mutluluktan sadece aptallar mı şüphe duyar?

Bu makul şüphe içinden ‘başka’ bir gerçek yaratmak imkansız mı?

“Artık tek bir gerçeklik yok. Yedi milyar gerçeklik var. Esas zorluk ise onlara şekil vermek.”2

Mimarlığın ve reklamın temsil araçlarını kullanmaya yatkın insanlar olarak farklı gerçekliklere şekil vermek, kahvaltıdan önce bir kaç imkansız şeye birilerini ikna edecek işler üretmek, milyonların hayatlarını etkileyen o projeleri yaratmaktan daha mı az gerçekliğe dair?

‘Çoğu mimar kendi yeteneklerini bina yapmak için boşa harcıyor’3

Mimar, araştırmacı Liam Young, mesleğin içinde ya da dışında mimarların kabiliyetleri ile pek çok farklı alanda ufuk açıcı olabileceklerini söylüyor. Sanırım bu ancak,bir meslek insanı olarak ne yapmamız gerektiğine dair bize söylenenlere kolayca ikna olmayacak kadar cesur olursak mümkün...

“Bir fikir virüs gibidir. Oldukça dirençli, bulaşıcı ve en küçük düşünce tohumu bile seni var etmek ya da yok etmek için büyüyebilir.”4

Billboardlarda milyonları peşinden sürükleyen imgeler ömürlerimizi birer yatırım aracına dönüştürüp nefes aldığımız sürece borç ödememiz için bizi ikna eden fikirlere dönüşebiliyorsa, başka fikirlerin yayılmasını sağlayacak araçlar olarak da ele geçirilebilirler mi?

Çizim, olan ya da olacak olanı değil, asla olmayanı keşfetmek için yeniden devreye girebilir mi?

Renderlar ve foto gerçekçi görseller, animasyonlar ve filmler fikirleri ikna edici kılmak yerine, yeni fikirler kurmak için sebepler hayal ettirecek birer tetik olarak kullanılabilir mi?

Baskı kuran vizyonları bozunduracak, daha ortak vizyonların pazarlığının yolunu açacak yeni imgeler ekmek, fikirler büyütmek...

Mimarlık tarihi, toplumsal hayatın tıkandığı anlarda açılımların yeni gerçeklikler olarak temsil edildiği anlarla dolu. “İcat çıkartma!” telkinine rağmen kanat takıp uçan Hazarfen5’i muaffakiyeti karşılığında altınla mükafatlandırdıktan sonra topluma kötü örnek olur diye sürgüne gönderen padişahın coğrafyasında yaşıyoruz.

Unutmamak lazım, burası hiç bir zaman kolay bir yer olmadı; hiç bir zaman kolay bir yer olmayacak...

Ama kim bilir, belki mimarlığın Türkiye’de kendi temsil araçlarını bugün yeniden keşfi, kahvaltıdan önce bir kaç imkansız şeye yeniden inanmamızı sağlayacak.

 

1. Lewis Carroll, Alice harikalar Diyarında Can Yayınları, 9. Basım 2014

2. Dunne, A., Raby, F. 2014. Speculative Everything: Design, Fiction, Social Dreamin. MIT Press, Cambridge.

3. Archinect Sessions, One To One – Liam Young http://archinect.com/news/article/142284988/stories-from-the-anthropocene-archinect-sessions-one-to-one-4-with-liam-young

4. Inception, 2010. Christopher Nolan

5. Tarihte sadece Evliya Çelebi’nin aktardığı Hazarfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçtuğu bu olay, aynı döneme denk gelen Lagari’nin insanlı roket denemeleri ile beraber anılır. Anlatıldığına göre her iki olaydan sonra 4. Ahmet ikisini de önce altınla mükafatlandırır ama sonra birini Cezayir’e diğerini de Kırım’a sürgüne gönderir. Elçilik günlükleri, istihbarat raporları ya da seyahatnameler gibi başka bir kaynakta, bu bu olaylara dair bir ifade şimdiye kadar bulunmamıştır.

bottom of page